Uzakdoğu ülkelerinde birçok hastalığı tedavi etmek için kullanılan akupunktur yöntemi ülkemizde de zayıflama amaçlı olarak kullanılıyor. Alternatif tıp olarak görülen akupunktur çeşitli hastalıkları tedavi etmek için, anestezi ve alışkanlık tedavisi gibi alanlarda kendini gösteriyor. Peki nerden gelir bu akupunktur diye sorarsak geçmişini Uzakdoğu ülkelerinde aramamız gerekiyor. Uzakdoğu felsefesine göre evrenin bir parçası olarak görülen insan bedeninin içerisinde de evrenle aynı enerjinin bulunduğuna inanılır. Akupuntur ise insan bedeninde ki bu enerjinin dolaşım sıkıntısı yaşadığı alanların tespit edilerek enerjinin dolaşımını düzeltmektir. Hastalığın tedavisi bu yolla sağlanır. “Akupuntur noktaları” denen noktalara uygulanan bu tedavi için hastalığın nedeni önemlidir. Ayrıca ilaç kullanımını tamamen ortadan kaldıran bir yöntemdir. Akupuntur’un arkasında yatan felsefede Çin tıbbının Batı tıbbından farklı olması yatar. Çin tıbbında tüm belirtiler değerlendirilir ve bu sayede bir bütün giden yol açılmış olur. Fiziksel, zihinsel ve duygusal tüm belirtiler de göz önünde bulundurulur. Akupuntur’un tarihçesi oldukça eskidir. Akupunktur noktalarını gösteren ilk şemalar Milattan Önce 317 ile 581 yılları arasında ki çizimlerde bulunmuştur. Birde II.Shang hanedanlığı döneminden kalan tıbbi yöntemlerin anlatıldığı taşlar ve beraberinde akupunktur iğneleri arkeoloji çalışmaları sırasında bulunmuştur. Akupunktur’un ülkemizde en sık kullanılma amacı zayıflama ve sigarayı bırakmadır.
Akupunktur ile tedavi insan bedenindeki binlerce uyarı noktasından 600-700 tanesi üzerinde uygulanır. Önemli noktası, hangi noktaya ne şekilde, nasıl bir uyarı yapılması gerektiğidir. Bu yüzden bu işin uzman kişiler tarafından yapılması gerekir. Akupunturun iğneleri birbirinden farklıdır. En çok uyarı noktası eller ve kulaklarda bulunur. İğnelerle yapılan uyarı, hücreler arasındaki iletişimi tetikler. Bu iletişim yolculuğu beyinde son bulur. Beyin sorunu gerekli organa ileterek sorunun ortadan kalkmasını sağlar. Böylelikle tedavi gerçekleşir.
